Gordion – Yassıhöyük

Çarşamba, Eylül 20, 2023

Geçtiğimiz günlerde UNESCO’nun Dünya Mirası listesine giren Gordion’u ve çevredeki tümülüsleri, Mayıs ayında ziyaret etmiştik. Ortamın ıssızlığı ve kasvetli hava, geziye ayrı bir keyif katmıştı. Bizden başka ziyaretçisi olmayan antik kentin orta kısımlarında kazı çalışmaları devam ettiği için, arazinin henüz tam kazılmamış dış kısımlarını dolaşmayı tercih ettik.

1893’te bölgedeki Berlin-Bağdat demiryolu inşaatında çalışan mühendisler, antik bir yerleşime ait kalıntılarla karşılaşmışlardır. O esnada Sakarya nehri yakınlarındaki bir bölgeyi ziyaret eden Alman Filolog Alfred Körte’nin yolu, kalıntılara rastlayan mühendislerle kesişir. Körte, antik Yunan ve Latin yazarların Frig başkenti için söylediklerinden yola çıkarak burayı Gordion olarak tanımlar. İlk keşiften yedi yıl sonra abisi, Arkeolog Gustav ile Gordion’a geri dönen Körte, Orta Anadolu’da yapılan ilk kontrollü arazi araştırmalarından biri sayılan kazı çalışmasını başlatır.

Üç ay süren bu kazıdan yaklaşık elli yıl sonra Rodney Young tarafından kazılar tekrar başlamış, 1973’e kadar devam etmiştir. Günümüze kadar birçok araştırmacıya ev sahipliği yapan Gordion’da yaşam, Bronz Çağı’nda milattan önce 2500 civarında başlamış, Anadolu’daki önemli ticaret yollarının üzerinde, Sangarios yani Sakarya nehrine yakınlığı ve tarıma elverişli geniş topraklara sahip olması sebebiyle neredeyse kesintisiz olarak devam etmiştir. Günümüzde yerleşim, antik kentin yürüme mesafesindeki komşusu olan Yassıhöyük’te devam etmekte.

Gordion demişken, düğüm efsanesine değinmeden geçmeyeyim. Bahse konu efsanenin birçok farklı detay içeren versiyonu anlatılmakta, ben size en sade haliyle aktarayım. Büyük İskender’in Pers İmparatoru Darius ile karşılaşmadan önce Gordion’da kalması tarihin en büyük gizemli olaylarından birine yol açmıştır. Yeni bir lider arayışında olan Frig’lere bir kahin tarafından, kente öküz arabasıyla giren ilk adamın kral ilan edilmesi söylenir. Bu kişi kağnısıyla kente giren yoksul köylü, Midas’ın babası Gordios’tur. Gordios kral ilan edildikten sonra öküz arabasını Frig tanrısı Sabazios Tapınağına adar ve arabayı kızılcık dallarından bir düğümle tapınağa bağlar, bu düğümü çözecek kişinin Asya’nın hakimi olacağı söylentisi ünlenir.

334 yılında Gordion’a gelen Büyük İskender, düğümü çözmeye çalışır ancak başaramaz, sabrı tükenince öfkeyle kılıcını çekip düğümü keser. İskender gerçekten de Pers İmparatorluğu’nun fatihi ve Asya’nın hakimi olma yolundadır. Ancak 33 yaşında hastalık sebebiyle zamansız ölümü, bilgelerce İskender’in düğümü çözmek yerine sabırsızca davranmasının cezası olarak yorumlanır. Günümüzde Gordion düğümünü kesmek deyimi, detaylarla zaman kaybetmeden sorunu kökünden halletmek amacıyla kullanılmaktadır.

Kaynak: The Penn Museum/Digital Gordion Articles

Yorum Ekle