Yoğurtçu Kalesi

Salı, Mart 11, 2025

Motosiklet aldığım yıl, bulduğum her boş vakitte İzmir çevresindeki dağ köylerini gezdim. Bu gezilerin birinde Menemen’den Muradiye’ye doğru giderken, yıllar evvel Karagöl’den Uzunburun’a doğru yaptığımız bir yürüyüşte mola verdiğimiz kale aklıma geldi. Bahse konu yürüyüşte on üç-on dört yaşında falan olduğum için hayal meyal hatırladığım kaleye yeniden uğramak güzel olabilir diye düşündüm. Yani şimdi sanki geçen hafta sonu olmuş gibi anlatıyorum ama fotoğrafları çektiğim bu ikinci gezi yedi yıl evvel gerçekleşti. Biraz üşengeçlik diyelim.

Yoğurtçu Kalesi, Manisa il sınırları içerisinde ama sanki İzmir’de gibi. Bunun sebebi sanıyorum Yamanlar’ın İzmir sınırındaki kuzey yamacında yer alan Karaorman Köyü’ne yakınlığı olsa gerek. Gediz Ovası’na hakim, sarp ve stratejik kireçtaşı kayalıkların üzerine inşa edilmiş kale, iç yapı ve dış surlardan oluşuyor. Kalenin doğusu o kadar sarp bir yamaçta ki, o tarafa ikinci bir sur inşa etmeye ihtiyaç duyulmamış. 1991’de 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilmiş olmasına rağmen hiçbir koruma önlemi alınmaması, kale ve çevresinde defineci tahribatına yol açmış. Etrafa baktığınızda arazinin ortasında kaderine terkedilmiş bir kültürel miras olarak görebileceğiniz kalenin iç bölümü yaşatılan tahribata rağmen hala sağlam durumda.

Yoğurtçu Kalesi’nin Bizanslılar tarafından neokastron adı verilen bir yapı olarak, Türkmen akınlarını engellemek amacıyla 12. veya 12. yüz yıllarda inşa edilmiş olduğu düşünülmekte. Osmanlı ve öncesinde kalenin bulunduğu yer ve çevresine ait, kayıtlara geçmiş bir yer bulunamadığı için muhtemelen kale hiç kullanılmamış. Yoğurtçu Kalesi ilk kez, Heinrich Kiepert tarafından 1888’de çizilen bir haritada, Giaurtchu Kale olarak karşımıza çıkıyor.

Bazı kaynaklarda Gijaurtjuk ve Gjaurdcuk Kale olarak anılması, Manisa Lalesi anlamına gelen yoğurtçuk kelimesinden türediği söylense de isim konusundaki ikinci varsayım daha mantıklı bir etimolojik süreç izliyor. Kalenin Bizans döneminden kalması ve Muradiye ilçesinin eski isminin Gavurköy olduğunu varsayarsak, kaleye gavur kelimesinden türetilen gavurcuk isminin verilmiş olması çok daha olası. Zaten Kiepert’in haritada Giaurtchu olarak bahsetmesinin mantığı da aynı. Giaur, Almanca gavur anlamına geliyor.

Peki Yoğurtçu Kalesi aslında Sosandra Manastırı mı? Bana sorarsanız değil. Elbette bu konuda söz sahibi biri değilim ancak bazı kaynaklara istinaden, Spil’deki Sultan Yaylası, bahse konu Sosandra Manastırı için daha muhtemel bir konum. Şehzadelerin yazlık saray olarak kullandığı yayla, Evliya Çelebi’nin 1671’deki notlarında şu şekilde geçiyor; Hala önceki Şehzadelerin, sultanların saraylarının ve köşklerinin kalıntıları bulunmaktadır. Nitekim eskiden şehzadeler Saruhan’da sancakbeyi iken, bu yaylaya dinlenmek için gelip, 5-6 ay gibi bir süre kalırlarmış. Rum tarihçiler arasında bu yaylaya Süsen Dıraz Yaylası adı verilmiştir. Açıkçası, notlarda yer alan eski kalıntılar ve Süsen Dıraz/Sosandra isim benzerliği, beni bu tarafa yöneltti. Elbette başka unsurlar da söz konusu olabilir. Sultan Yaylası’nda henüz bir kazı veya araştırma yapılmadığı için bu durum da varsayım olarak kalmaya devam ediyor.

Kaynak: Yoğurtçu Kalesi Manisa – kulturportali.gov.tr – Evliya Celebi Seyahatnamesi – 9. Cilt – Yoğurtçu Kalesi mi? Sosandra Manastırı mı? – Fatih RENKLİGİL – 2019

Yorum Ekle